Ayda 30 Kilo Vermek Mümkün Mü?
Hızlı kilo vermek isteyenler, ‘ayda 30 kilo verdiren diyet listesi’ veya ‘elma diyetiyle haftada 10 kilo verin’ gibi vaatlerle karşılaşınca dikkat kesilirler. Fazla kilo sorununuz varsa, ayda 30 kilo verdiren diyet listesi başlığını görünce yem görmüş balık gibi başlığa tıkladınız, değil mi? Hazır sizi yakalamışken, bu tür ‘şok diyet’ denilen ve gerçekte hiçbir işe yaramayan beslenme şeklini sizlere anlatalım.
‘Her sakallıyı deden zannetme’ diye bir söz vardır, ne kadar doğru… Siz de her ‘lahana diyetiyle 30 kilo verin’, ‘patates diyetiyle 10 kilo verin’ gibi hiçbir bilimsel gerçekliğe dayanmayan, sizi dolandıran diyetleri sağlıklı kilo verme yöntemi zannetmeyin! instagram takipçi satın al
Şok diyetler esas olarak, aşırı düşük kalori tüketimine dayanır. Her vücudun bir bazal metabolizması ve buna bağlı olarak günlük belli bir enerji ihtiyacı vardır. Enerji alımınız bunun altında kaldığında, vücudunuz “kıtlık” çektiğinizi düşünür ve buna göre önlemler alır. Şok diyetlerin kalori alım seviyeleri çoğu zaman bu kıtlık seviyesine yakın, hatta bazı kişiler için bunun altındadır; dolayısıyla vücudunuzun önlem mekanizmalarını tetiklerler. Bazal metabolizma hızınız düşer. Gün içinde bitkin ve bezgin olursunuz. Sürekli olarak uyku ihtiyacı hissedersiniz. Vücut, gün içinde tam canlılık durumuna hiç geçemediğinden, hormon salgılama düzeniniz bozulmaya başlar. Ayrıca bazal metabolizmanızın yavaşlaması, genel enerji ihtiyacınızı düşüreceğinden diyeti bıraktıktan sonra kilo alma eğiliminiz, diyete başlamadan öncekinden daha fazla olacaktır.
Ayrıca şok diyete girdiğinizde, aşırı düşük kalori alacağınız için, vücudunuz ek enerji kaynağı arayışına yönelir. Enerji arayan vücut, glikojen elde etmek için proteinleri parçalamaya başlar. Bu işlem sırasında, vücut dokularına bağlanmış olan su da serbest kalır ve vücuttan atılır. Ayrıca proteinleri kullanabilmek uğruna feda edilen kas kütlesi de tartıda ibrenin aşağı dönmesine neden olur. Ancak bu bir yanılgıdır. Kaybedilen kilo fazlasının asıl sebebi olan yağ dokusundan çok, kas ve sudur.
Tüm bu süreçler art arda yaşanırken, beynimizde bulunan hipotalamus, yağ stoklarınızın dengesiz biçimde azaldığını fark eder ve aldığınız her kaloriyi yağ olarak depolamak için elinden geleni yapmaya başlar. Bu da kilo alma eğilimini arttıran başka bir etken olarak karşımıza çıkar.
Sonuçta kısa vadede belli miktarda kilo kaybı yaşansa da düşen metabolizma hızı, bozulan hormon dengesi yağ depolama eğilimini arttıracak ve kişi, diyet yapmasına rağmen kilo veremez olacaktır. Tekrar tekrar diyete başlayıp bırakma sürecine giren kişi, sonunda bir kısırdöngü içinde kısılıp kalabilir. Sürecin sonunda, hormon dengesizliklerinin sebep olduğu hastalıklardan tutun da obeziteye kadar değişen ihtimaller söz konusu. Unutmayın ki kilo vermek bir “süreçtir” ve sabır isteyen bir süreçtir. Şok diyetler, kısa vadede amacınıza ulaştığınız yanılgısına düşmenize neden olabilir. Sağlıklı bir yaşam sürmeniz dileğiyle.